“
Gönül insanı, hareket ve faaliyetlerini, bu dünyanın bir ücret yeri değil de, bir
hizmet mahalli olduğu mülâhazasına bağlar ve her zaman memur bulunduğu sorumlulukları fevkalâde bir disiplin içinde yerine getirir, netice ve sonuçla meşgul olmayı da Hakk’a karşı bir saygısızlık sayar. O, dine,
imana ve insanlığa
hizmeti, Hak rızası yolunda en büyük bir vazife bilir ve ne kadar büyük işler başarsa da, bundan nefsi adına maddî-mânevî herhangi bir pâye çıkarmayı hiç mi hiç düşünmez.”
16)