“
İnsanın fakr ve ihtiyacı onun zilletine sebep değildir. Aksine,
fakrının şuurunda olduğu ölçüde izzetine vesiledir. Zira Ganiy-yi Mutlak olan Allah’a karşı
fakr u ihtiyaç
şuuru, gınânın ta kendisidir. Evet
insan,
vicdânındaki nokta-i istinâd ve nokta-i istimdâdı duyup, hissedip O’na yöneldiği nisbette başka şeylere muhtaç olmadığı
şuur ve
idrâkine ulaşır ki, böyle birisi tam bir fakir olduğu halde, hiç kimseye ve hiçbir şeye karşı ihtiyaç hissetmez.”
1)