“… bizim
hoşgörü anlayışımıza kaynaklık eden dinimizdir veya
hoşgörü, dinimizin tabiatının gereği ve onun bir derinliğidir. Biz, o dini hayatımıza
hayat kıldığımız asırlarca, bu uzun zaman dilimlerinde o
hoşgörüyü dünya çapında temsil etmişizdir… Bütün olumsuz şartlara rağmen, günümüzde bize düşen şey,
hoşgörü anlayışını yeniden öncelikle içimizde yeşertmek, daha sonra da çevremizle olan münasebetleri hep bu çizgide sürdürmektir.”
7)