“… âlemde tekâmül kanunu vardır. Bu kanuna tâbi olan, neşv ü nema kanununa dahildir. Bu kanuna dahil olanın bir ömr-ü tabiîsi vardır. Ömr-ü tabiîsi olanın, ecel-i fıtrîsi vardır; ecelin pençesinden kurtulamaz. Evet,
kâinatın ihtiva ettiği envâın ve bu envâın ihata ettiği efradın kısm-ı ekserîsi bu kanunlara tâbidirler. Binaenaleyh, âlem-i sağîr denilen
insan,
ölümden ve harabiyetten kurtulamadığı gibi,
insan-ı kebir denilen âlemin de ölümden necatı yoktur. Ve kezâ,
kâinatın bir ağacı
ölümden, dağılmaktan halâs olmadığı gibi,
şecere-i hilkatten olan
kâinat silsilesinin de harabiyetten kurtuluşu yoktur.”
10)