“… günümüzün aklı başındaki siyasileri, sosyologları, felsefecileri, pedagogları, terbiyecileri bir araya gelmeli, farklı
medeniyetler arasında, şiddet ve savaş dili yerine
barış dilini geliştirmeye çalışmalıdırlar. Kimi devletlerin kendi çıkar ve menfaatleri için alevlendirecekleri savaş dili ve çığırtkanlığına karşı da ortak
akılla barış dili ve ortamı oluşturulmalıdır. Bir baştan bir başa bütün dünyayı kasıp kavurabilecek muhtemel III. Dünya Savaşının fitilini ateşleyecek her türlü kışkırtma ve teşebbüse karşı alternatif projeler geliştirilmeli, plânlar yapılmalı; bunlardan realize edilmesi mümkün olanlar da hemen hayata geçirilmelidir. Aksi takdirde, günümüzde üretilen korkunç silahlar ve onların kullanılacağı bir dünya savaşı insanlığın sonunu getirecektir.”
5)