“‘
Vicdan genişliği’
iman,
ilim, marifet,
muhabbet, mehâfet ve diğergâmlık hisleriyle mamur bir gönlün, engin bir
himmetle bütün insanlığı kucaklaması,
kalb kapılarını herkese açması, hep affedici, bağışlayıcı, mürüvvetkâr olması ve özellikle de bütün insanların hidayetini dileyip herkesin ebedî mutluluğunu istemesi şeklinde tarif edebileceğimiz bir ruh yüceliğidir. Diğer bir ifadeyle, ‘
vicdan genişliği’ veya ‘vicdanın inkişafı’, bir
insanın, kendi
acz u
fakr ve ihtiyaçlarının farkında olarak ve bunları karşılayacak bir güç ve kuvvete dayanma lüzumunu duyarak
iman,
teslim ve
tevekkül ile Zât-ı Ulûhiyet’e sığınmasının yanı sıra, her türlü bencilce tavırdan sıyrılarak isminin özündeki ünsiyete yönelip mahiyetindeki içtimaî ruha uygun hareket etmesidir.”
1)