“
Sâlikin ilk menzili,
tâlibin ilk
makamı tevbe, ikinci makamı ise
inâbedir.
Sofîler arasında, herhangi bir mürşide intisab etme merasiminde temsil edilen usûl, âdâb ve töreye de ‘
inâbe’ denildiğini hatırlatıp geçelim…
Tevbede, duygu, düşünce ve davranışların, muhalefetten muvafakata, muarazadan mutabakata yönlendirilmesine karşılık,
inâbede mevcut mutabakat ve muvafakatın sorgulanması bahis mevzuudur.
Tevbe, ‘
seyr ilallah’ ufkunda bir seyahat ise,
inâbe ‘
seyr fillah’,
evbe de ‘
seyr minallah’ kuşağında bir miraçtır.”
1)