“Siz karşı tarafa emniyet ve güven telkin etmeli ve inandırmalısınız ki o da size inansın.
Vefalı davranmalısınız ki,
vefalı davransın. Onu görüp gözetmelisiniz ki, o da sizi görüp gözetsin. Bu durum molekül yapımız diyebileceğimiz
aile hayatında bu çerçevede olduğu gibi, köy, kent ve devlet çapında da aynı şekildedir. Vefaya vefa ile, teveccühe teveccühle, nazara nazarla,
sadakate de
sadakatle mukabele olur. Aslında Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) yaptığı da buydu. O (aleyhissalâtü vesselam) Veda Hutbesi’nde ‘Onlar sizin nezdinizde size
emanet, siz de onlara emanetsiniz.’ buyurmuştu. Meseleye O’nun tavsiyeleri zaviyesinden bakarsanız, günümüzde
kadın haklarını savunanların gerilerin gerilerin gerisinde kaldığını görürsünüz.”
12)