“Ahlakî sukût, en korkunç bir musibettir. Bu sebeple,
Kur’ân’ın ahlâk prensiplerinin, bugünün bunalmış insanlarına karşı en önemli bir şifa kaynağı olduğunu düşünüyoruz.
Kur’ân-ı Kerim: ‘Biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına itiverdik.’ (Tîn, 95/4) buyurur. Bu
âyet-i kerimeyi şöyle anlamak da mümkündür: Biz
insanı önce
ahsen-i takvîme mazhar kıldık; sonra da onu
esfel-i sâfilîne ittik. Yani onu nefsiyle sürekli mücadele edeceği, ara sıra düşse de çok defa
iman ve amel-i salih cenahlarıyla uçup
âlâ-yı illiyyîn-i insaniyete (insanlığın en yüce mertebesine) çıkacağı bir vaziyete dûçar ettik.”
8)