“
Kâbe; mü’minlerin kalbinin müşterek attığı bir mihrap ve ‘insanlar için vazedilen ilk ev…’ takdir ve tebcîliyle yüceltilmiş ilk ma’beddir. Temeli, yeryüzünde henüz, harcın, taşın, tuğlanın bilinmediği bir dönemde, gökler ötesi âlemlerde plânlandı ve durulardan duru bir Nebî’nin eliyle gerçekleştirildi. Oturduğu zeminin o işe tahsisi, Âdem nebînin yeryüzüne teşrifinden yıllar ve yıllar önce kararlaştırılmıştı. Öyle ki, bir gün
melekler Hazret-i Âdem’le karşılaştıklarında ‘Sen, var edilmeden evvel bizler defaatle
Kâbe’yi tavaf ettik’ diyeceklerdir. Tufandan sonra ‘Hatırla o zamanı ki, İbrâhim ve İsmâil (aleyhisselâm)
Kâbe’nin temellerini yükseltti ve şöyle dediler: Ey Rabbimiz, bizden bu hayırlı işi kabul buyur!’ ilâhî beyanıyla, peygamberler babası Hazreti İbrâhim ve onun oğlu İsmâil (aleyhisselâm) dümdüz olmuş
Kâbe arsası üzerinde onu yeniden inşa ettiler.